Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın kaderini tayin eden cephe.
Düzenli ordunun kurulmasıyla Yunanlılara karşı savaşılmıştır.
ÇERKEZ ETHEM OLAYI
Düzenli ordu kurma çalışmaları Kuvayı Milliyecilerden bazılarını tedirgin etmiştir.
Bunlardan en önemlisi Çerkez Ethem’dir. Çerkez Ethem Kuvayı Milliye’nin kurulmasına emek vermiş, kendisine bağlı kuvvetlerle iç ayaklanmaları bastırmış, başarılı çalışmaları görülmüştür.
Milli Hükümetin kendisine hoş görülü davranması onu şımartmış, TBMM içinde kendine yandaşlar edinerek Ankara Hükümeti’ni rakip olarak görmeye başlamıştır. Yunanlılarla anlaşarak düzenli orduyla savaşmış, yenilerek Yunanlılara sığınmıştır.
I. İNÖNÜ SAVAŞI
(6 – 10 Ocak 1921)
Çerkez Ethem’in ayaklanmasının yarattığı ortamdan yararlanmak isteyen Yunan ordusu, 6 Ocak 1921’de Bursa ve Uşak’tan hareket ederek, Eskişehir ve Afyon yönünde askeri harekata başlamıştır.
Amaçları, Eskişehir’i ele geçirip demiryolu ulaşımını kontrol altına almak, sonra da Ankara’ya işgal ederek TBMM’yi dağıtmaktı.
Türk ordusu Yunan ordusunu İnönü’de karşılamıştır. Albay İsmet (İnönü)’nün komutasındaki düzenli Türk ordusu 10 Ocak 1921’de kendinden kat ve kat üstün olan Yunan ordusunun ileri harekatını İnönü’de durdurmuştur. Sonra da Kütahya yönünden ilerleyen Çerkez Ethem kuvvetleri yenilgiye uğratılmıştır.
I.İnönü Savaşı küçük çapta bir savaş olmasına rağmen önemli sonuçlar doğurmuştur.
Bu savaşın önemi:
-Bu muharebenin kazanılmasıyla Türk ulusunun varlığı ve savaş gücünün tükenmediği kanıtlanmış, TBMM Hükümeti’nin yurt içinde ve dışında saygınlığı artmıştır.
-Çoklukla ayaklanma odakları söndürülmüş, yurt içinde güvenlik büyük ölçüde sağlanmış bundan sonra, ülkeye yasalar egemen olmuştur.
-Devlet kuruluşu işlemeye başlamış, vergi toplanması, asker alma işleri yoluna girmiş, daha önemlisi, Devlet’in kendi kaynaklarına sahip çıkması olanağı sağlanmıştır.
-Ordunun geliştirilmesi ve milletin orduya güveni artmıştır.
-Ankara Hükümeti Saltanat Yönetimi’nden üstün olduğunu ve onun yerini alması gerektiğini göstermiştir
-İtilaf Devletleri Sevr’i tekrar görüşmek için Londra’da konferans düzenlemek zorunda kaldılar.
-Sovyet Rusya ile Moskova Antlaşması imzalandı.
-İstiklal Marşı kabul edildi. (12 Mart 1921)
-Teşkilat-ı Esasiye Kanunu (Anayasa) kabul edildi.
İKİNCİ İNÖNÜ SAVAŞI
(23 Mart 1921 – 31 Mart – 1 Nisan 1921)
Yunanlılar, Londra konferansında bir sonuç alınamadığını görünce, kuzeyden Eskişehir ve güneyden Afyon üzerinden saldırıya geçtiler. Yunanlılar Londra Konferansı döneminde zaman kazanarak birliklerini yenilemişlerdi. En önemli amaçları Ankara'yı alarak, TBMM'ni dağıtıp Sevr'i kabul ettirmekti.
SONUÇLAR
1. Mustafa Kemal Paşa, İsmet Paşaya gönderdiği telgrafta milletin kötü talihinin kırıldığını bildirerek zaferi kutladı.
2. Yunanlılar Türk kuvvetlerinin sadece savunma savaşı yapabildiklerini anladı. Daha güçlü ordularla taarruza geçme hazırlıklarını başlattı.
3. İtalya Anadolu'daki kuvvetlerini geri çekmeye başladı (5 Temmuz 1921).
ESKİŞEHİR – KÜTAHYA SAVAŞLARI
(10 – 24 Temmuz 1921)
10 Temmuz’da Yunan saldırısı İnönü-Eskişehir, Afyon ve Kütahya hattında geniş bircephede başladı.
Bu durumda M.Kemal Paşa fazla kayıplar verilmeden ordunun Sakarya Nehri’nin doğusuna çekilmesine karar verdi.
Ordu, Sakarya’nın doğusunda toparlanmaya başladı. Yunanlılar da Sakarya Nehri kıyılarına kadar ilerlediler. Yunanlılar Sakarya Nehri’nin batı tarafında durmuşlar, yeni bir saldırı için hazırlıklara başlamışlardı.
Yunan saldırılarına karşı, Düzenli ordu I–II. İnönü savaşlarında savunma savaşı yapmıştı.
Yunanlılar İnönü savaşlarında uğradıkları yenilginin nedenlerini tespit ettiler.
Seferberlik ilân ederek çok sayıda asker topladılar. İngiltere'den bol miktarda para ve askeri malzeme yardımı aldılar. Kral Konstantin Bizans İmparatorluğu'nu yeniden kuracakları yönünde açıklamalar yaptı.
Yunan ordusu askeri sayısı ve savaş araçları bakımından Türk ordusundan üstün duruma getirildi. Türk ordusu I–II. İnönü savaşlarından sonra yeni birlikler ve silahlar ile takviye edilememişti. Yunan Taarruzu sonucu Afyon, Kütahya ve Eskişehir Yunanlıların eline geçti. Mustafa Kemal fazla kayıplar vermemek için ordunun, Sakarya Nehri'nin doğusuna çekilmesine karar verdi.
SONUÇLARI
1. TBMM'de ordunun geri çekilmesi üzerine Mustafa Kemal'e yönelik eleştiriler yapıldı.
2. TBMM'de bazı üyeler endişeye kapılarak Hükümet Merkezinin Kayseri'ye taşınmasını önerdi.
3. Mustafa Kemal TBMM'den Başkomutanlık yetkisini istedi ve Başkomutan seçildi (5 Ağustos 1921).
4.M. Kemal ayrıca üç ay süreyle meclisin yetkilerine de sahip olacaktı.
5,Eskişehir, Afyon ve Kütahya elimizden çıkmıştır.
6. M. Kemal ilk iş olarak ordunun gereksinimlerinin sağlanması için 7-8 Ağustos 1921’ de Tekalif-i Milliye Emirleri (Ulusal Yükümlülükler emirler ) yayınladı. Tekalif-i Milliye emirlerinin uygulanmasında çıkacak aksaklıkları ortadan kaldırmak için çeşitli yerlerde İstiklal Mahkemeleri açıldı.
Bu emirler şunlardır:
1. Her ilçede birer Tekâlif–i Milliye komisyonu kurulacak.
2. Her aile giyim eşyası yardımında bulunacak.
3. Tüccarın ve halkın elinde bulunan her türlü giyim ve besin maddelerinin yüzde kırkına bedeli sonradan ödenmek üzere el konacak.
4. Askeri ulaşım yolu yapılacak.
5. Halktaki tüm silah ve cephane üç gün içinde teslim edilecek.
6. Bütün teknik araç ve gereçlerle taşıt ve binek hayvanlarının da yüzde kırkına el konulacak.
SAKARYA MEYDAN SAVAŞI
(23 Ağustos – 12 Eylül 1921)
23 Ağustos – 13 Eylül 1922 tarihleri arasında yapılan. Türk milleti için bir ölüm kalım savaşı olan Sakarya Meydan Muharebesi; Kurtuluş Savaşı içinde kader tayin edici olmuştur.
Bu savaştan önce Yunanlıların başlıca hedefi; Ankara yönünde ilerleyerek, Türk Ordusunu yok etmek ve Kurtuluş Savaşı’nın sembolü ve direniş merkezi haline gelen Ankara’yı ele geçirmekti.
Böylece Türk azim ve direnme gücü yok edilmiş olacaktı.
Mustafa Kemal ATATÜRK’ün emir ve komutasında, Türk ulusunun kanıyla yapılan ve dünya harp tarihine “en uzun meydan muharebesi”; Türk Kurtuluş Savaş’ı tarihine de “subay muharebesi” diye geçen Sakarya Destanı 21 gün 21 gece devam etmiş ve 13 Eylül günü Yunanlıların Sakarya Nehri’nin doğusunu tamamen terk etmesiyle son bulmuştur.
Başkomutan Mustafa Kemal, Sakarya Meydan Muharebesi sırasında ülke savunmasını şu şekilde ifade etmiştir. “Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O sathı bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı vatandaşın kanı ile ıslanmadıkça bırakılamaz. Onun için küçük, büyük her birlik bulunduğu mevziden atılabilir; fakat, küçük büyük her birlik durabildiği noktadan yeniden düşmana karşı cephe teşkil edip muharebeye devam eder. Yanındaki birliğin çekilmek zorunda kaldığını gören birlikler, ona uymaz; bulunduğu mevzide sonuna kadar durmaya ve direnmeye mecburdur”’
Taarruz inisiyatifinin Türk Ordusu’na geçmesini sağlayan Sakarya Zaferi, TBMM hükümetine siyasi başarı kapılarını aralamış Türk milletinin özgürlüğünü ve vatanını kurtaracağı inancını da kuvvetlendirmiştir.
Sakarya Savaşı sonunda; Türk Ordusu’nun 1683 yılındaki II.Viyana yenilgisinden beri süregelen çekilmesi sona ermiştir.
Bu savaş, Türk ordusu’nun son savunma savaşıdır.
-Düşman 10 Eylül’de karşı taarruzla Afyon-Kütahya hattına kadar atılmıştır.
-Savaş Türk ordusunun üstün zaferiyle sonuçlanmıştır.
Sonuçları:
-Ulusal Kurtuluş Savaşının son savunması savaşıdır.
-Düşmanın saldırı gücü tükenmiş, Türk topraklarını ele geçirme istek ve umudu yok olmuş, savunmaya geçmişlerdir.
-Bu savaşa Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak Batı Cephesi Komutanı İsmet İnönü Paşalar katılmıştır. Subaylar savaşıdır.
-M. Kemal’e mareşallik rütbesi ve Gazi ünvanı (19 Eylül 1921) verilmiştir.
-Sovyetler Birliği ile Kars, Fransızlarla Ankara Antlaşmaları imzalanmıştır.
-TBMM Anadolu’da kesin egemenlik sağlamıştır.
-TBMM’nin yaşama ve varolma mücadelesindeki en büyük başarısıdır
BÜYÜK TAARRUZ
(26 Ağustos-30 Ağustos 1922)
Hazırlık: Başkomutan M.Kemal düşmana kesin darbeyi indirmek için hızlı biçimde hazırlıklara girişti.
-Doğu ve Güney cepheleri tam anlamıyla güvenlik altına alındığından buralardaki birlikler tam bir gizlilik içinde Batı’ya kaydırıldı.
-Ordunun eksiklikleri giderildi.
M. Kemal Haziran 1922’de taarruz kararı aldı. 6 Ağustos 1922’de orduya gizlice taarruz için hazırlanması emri verildi. M.Kemal Akşehir’e gelerek komutanlarla toplantı yaptı.
Toplantıda 26 Ağustos taarruz günü olarak belirlendi. Taarruz Afyon’un güneyinden Dumlupınar yönüne doğru baskın şeklinde başlayacak ve sonra da meydan savaşına dönüştürülerek düşman kuvvetleri tümüyle yok edilecekti.
26 Ağustos 1922 sabahı saat 05.30 da topçularımızın ateşiyle Kocatepe’den taarruz başladı.
Başkomutan Mustafa Kemal de bu esnada taarruzu Kocatepe’den sevk ve idare ediyordu.
1 inci Ordu güneyden, 2 inci Ordu kuzeyden taarruzla, harekat kısa sürede başarılı bir şekilde gelişti. Yunan savunma hattı parçalandı. 26/27 Ağustos gecesi Yunan mevzileri ele geçirildi.
27 Ağustos’ta Türk Ordusu Afyon’u Yunan işgalinden kurtardı. Dumlupınar mevzilerine çekilen düşmana karşı 29 Ağustos’ta taarruz eden ordumuz, 30 Ağustos’ta Yunan ordusunu tamamen kuşatarak büyük bir kısmını imha etmiştir.
Düşman Başkomutanı General Trikopis esir alındı.
Kütahya’da düşmandan temizlenmiştir.
Bu savaşı Başkomutan Mustafa Kemal doğrudan kendisi yönettiği için bu zafere “Başkomutanlık Meydan Savaşı” denir.
Yunan ordusu, Başkomutan Mustafa Kemal’in 1 Eylül 1922’de, Türk ordusuna verdiği, “Ordular ilk Hedefiniz Akdeniz’dir. İleri.” emri ile İzmir’e kadar kovaladı.
Yunan işgalindeki tüm yerler tek tek kurtaran Türk ordusu 9 Eylül 1922’de İzmir’e girdi.
18 Eylül 1922’de Batı Anadolu’da tek bir düşman askeri kalmamıştır.
Sonuçları:
-Bu zafer, milletin kendine güven duygusunu yükseltmiş, milli kudret ve yeteneğin yeniden canlanmasını sağlamıştır.
-Bu zafer, yeni Türk Devleti’nin temeli, uygarlık yolunun en büyük köprüsü olmuştur.
-Öldüğü sanılan ve mirası paylaşılmaya yeltenilen Türk milletinin yaşama hakkı ve yeteneği olduğu dünyaya kabul ettirilmiştir.
-Bu zafer ile Misak-i Milli gerçekleştirilmiş, bütün düşmanlar topraklarımızdan atılmıştır.
-Bu zafer, Mudanya Ateşkes antlaşması ile Lozan Konferansı’ndaki beklentilerimize esas teşkil etmiştir.
-Büyük Taarruz ve Başkomutanlık Meydan Muharebesi ile Anadolu’nun sonsuza kadar Türk yurdu olarak kalacağı bütün dünyaya kanıtlanmıştır.
KURTULUŞ SAVAŞI İLE BİZE BU GÜZEL YURDU ARMAĞAN EDEN,
BAŞTA BÜYÜK ÖNDER GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK OLMAK ÜZERE,
ONUN YAKIN SİLAH ARKADAŞLARI İLE BİRLİKTE, TÜM ŞEHİT VE GAZİLERİMİZİ SAYGIYLA ANIYORUZ
AZİZ HATIRALARININ ÖNÜNDE SAYGIYLA EĞİLİYORUZ…